CDP'ye raporlama yapan şirketlerin %41’i, doğrudan operasyonlarına nazaran emsiyonlarını 11.4 kat daha fazla etkilediği halde, tedarik zinciri emsiyonları hakkında raporlama yapmıyor.

●Şirketler, çevre üzerindeki etkilerini bir bütün olarak ele almıyor. Çoğu, iklim ve doğanın hayati parçaları olan su güvenliği, ormansızlaşma ve biyoçeşitlilik hakkında raporlama yapmıyor.

●COP15 anlaşması, ülkeleri, şirketleri ve finans kuruluşlarını 2030 senesine kadar biyoçeşitlilik, tedarik zincirleri ve portföylerindeki riskler ve yükümlülükler üzerine önlemler almaya çağırdı.

●Şirketlerin yaklaşık %70'i, planlanan zorunlu düzenlemelere rağmen değer zincirlerinin biyoçeşitlilik üzerindeki etkilerini raporlamadıklarını bildirdi.

●2022'de şirketlerin tedarikçileri, özellikle CDP tedarik zinciri üyeleri sayesinde 70 mt CO2 tasarrufu sağladığını bildirdi.

 

Scoping out: Tracking nature across the supply chain raporu ile açıklanan yeni veriler, şirketlerin tedarik zinciri emisyonlarını takip etmede geride kaldıklarını ve yaklaşan zorunlu düzenlemelere uyum konusunda geç kalma riskleri olduğunu gösteriyor. Şirketlerin 2030’a kadar uygulanması muhtemel geniş kapsamlı zorunlu düzenlemelere zamanında hazır olabilmeleri için, bir an önce tedarikçileriyle etkileşime geçmeleri tavsiye ediliyor.

Yine bu raporda, çevresel verilerin raporlanmasında liderliğin gereken kapsam ve düzeyde olmadığını ve şirketlerin yalnızca %41'inin tedarik zinciri emisyonlarından herhangi birini raporladığını gösteriyor.

COP15’te imzalanan önemli anlaşmada, 2030’a kadar büyük şirketlerin ve finans kuruluşlarının biyoçeşitlilik üzerindeki riskleri, etkileri ve bağımlılıklarını değerlendirmeleri ve bunları raporlamalarının üzerinde durulmuş olmasına rağmen, CDP’ye raporlama yapan şirketlerin yaklaşık %70’'i değer zincirlerinin biyoçeşitlilik üzerindeki etkisini 2022 yılında değerlendirmediklerini bildirdi. Kapsam 3 emisyon raporlaması çok yakında, AB (hem iklim hem doğayı kapsayan ESRS standartları kapsamında), ABD (Menkul Kıymetler ve Borsa Komisyonu düzenlemeleri dahilinde) ve Uluslararası Sürdürülebilirlik Standartları Kurumu’nun (ISSB) küresel standartlarında iklim ile alakalı finansal raporlama kapsamında zorunlu tutulacaktır.

Çoğu şirket, tedarik zincirlerinin iklim değişikliği ve doğa üzerindeki etkilerini birlikte ele almaları gerektiğinin henüz farkında değil. Rapor, çoğu şirketin hala yalnızca iklim raporlamasına öncelik verdiğini gösteriyor. 2022'de CDP'ye açıklama yapan 18.500'den fazla şirket arasında, 7.000'den fazla şirket, tedarik zincirleri ile iklim değişikliği konusunda etkileşim halinde olduklarını belirtirken, Su Güvenliği konusunda 915 ve Ormansızlaşma programı kapsamında 500'ün biraz üzerinde şirket bulunmakta. Sayıların aksine oranlara bakıldığında ise, ormansızlaşma alanında tedarik zincirleri ile etkileşim oranı %69 iken bu oran, iklim değişikliğinde %39 ve su konusunda %23’e düşüyor.

Giderek artan sayıda şirket, doğayı, gündelik iş akışının bir parçası haline getirerek liderliği ele alıyor. CDP, Tedarik Zinciri programı aracılığıyla 6.4 trilyon dolarlık satın alma gücünü temsil eden 280'den fazla sürdürülebilirlik lideriyle birlikte çalışıyor. Her yıl daha azimli hedefler belirleniyor. Örneğin, CDP’ye ilk kez raporlama yapanların %26'sı iklim hedefleri belirlerken, tekrar raporlama yapanların %57'si bu hedefleri belirlemekte. Bu rakamlar, düzenli ve devamlı yıllık raporlamanın, azimli hedefler belirlemeyi olumlu yönde etkilediğini vurguluyor. Devamlı raporlama ve daha azimli hedeflerin bir sonucu olarak 2022'de, şirketlerin tedarikçileri, özellikle CDP tedarik zinciri üyeleri sayesinde, yılda 8.5 milyondan fazla eve elektrik sağlamaya eşdeğer olan 70 mt CO2 tasarrufu sağladığını bildirdi.

Her 10 şirketten biri, tedarikçileriyle olan sözleşmelerine iklimle ilgili gereklilikler dahil ediyor. Bu gereklilikler ormansızlaşma alanında da kısmi kapsayıcılığa sahip. Ancak, bu gerekliliklerin çoğu henüz 1.5°C’lik maksimum sıcaklık artışı hedefi ile uyumlu değil ve tüm şirketlerin sadece %0.04’ü, tedarikçilerinin Bilim Temelli Hedefler belirlemesini istiyor.

CDP verileri, üst yönetim kurullarının tedarik zincirinde Su Güvenliği ve Ormansızlaşma konularına değinmeleri için gereken seviyede teşvik edilmediğini gösteriyor. Genel çerçevede iklim değişikliğinin üst düzey yönetim tarafından ele alınması %74 oranında. Diğer şirketlerin %41’i önümüzdeki 2 yılda bu hedefi koymayı planlıyor. Ancak şirketlerin %70’i üst düzey yönetimlerinin ormansızlaşma konusunda teşvik edilmesinin 2025 yılına kadar gündemlerinde olmadığı belirtilirken, su güvenliği konusunda teşvik oranlarında bakıldığında şirketlerin sadece %3’ünde CPO’ların teşvik edildiği görülmektedir.

Özet olarak, CDP’nin en son yayınlanan tedarik zinciri raporunda ortaya konan gerçek şudur ki gün geçtikçe daha azimli aksiyonlar alınsa ve hedefler konsa bile, karşılaşılan zorluklar da hızla artıyor ve  değişim gereken kapsam ve miktarda değil. İklim değişikliği konusunda gösterilen hassasiyet, doğanın geri kalan alanlarında da gösterilmeli ve şirketler tedarik zincirlerini raporlama süreçlerine dahil ederek etkiyi genişletmeli ve aksiyonu artırmalıdır.

 

Yeni tedarik zinciri raporunun yayınlanması ile birlikte Supplier Engagement Rating (SER) de açıklandı. Bu sene ülkemizden rekor seviyede şirket SER kategorisinde A notunu alarak global liderler arasında yer aldı. SER Liderlerimiz: Abdi İbrahim İlaç Sanayi ve Ticaret A.Ş., Arçelik A.Ş., BRİSA Bridgestone Sabancı Lastik Sanayi ve Ticaret A.Ş., Coca-Cola İçeçcek A.Ş., Çemtaş Çelik Makina Sanayi ve Ticaret A.Ş., Çimsa Çimento Sanayi ve Ticaret A.Ş., Ekoten Tekstil Sanayi ve Ticaret A.Ş., Eti Soda A.Ş., Ford Otomativ Sanayi A.Ş., Kazan Soda Elektrik Üretim A.Ş., Mavi Giyim Sanayi ve Ticaret A.Ş., Migros Ticaret A.Ş., Osmangazi Elektrik Dağıtım A.Ş., Turkcell İletişim Hizmetleri A.Ş., Vestel Beyaz Eşya Sanayi ve Ticaret A.Ş., Yapı ve Kredi Bankası A.Ş. ve Zorlu Enerji Elektrik Üretim A.Ş.,

 

Raporun tamamına ulaşmak için bu linke tıklayabilirsiniz.

About the Author