Submitted by hazal.bastimur on December 3, 2021
CDP 28 Ekim 2021’de “Sürdürülebilir Finansal Sistemin Şekillendirilmesi - Net Sıfır, Doğaya Pozitif Bir Dünya İçin Geleceğin Risklerine Dayanıklı Bir Küresel Finans” isimli raporunu yayınladı. Rapor, günümüz küresel finans sisteminin gelebilecek şoklara hazırlıksız ve sistemin yeterince dayanıklı olmadığını söylüyor. Finansal sistemin manevralarının iklim değişikliği ile mücadelede başat bir rol oynadığını belirten rapor, küresel ekonominin düşük karbon ekonomisine ve sürdürülebilir kalkınmaya geçişinde bir motor görevi görmek için potansiyelinin tümünden yararlanması gerektiğini belirtiyor.
Rapor, ‘Küresel Mali Kriz’in neden olduğu altüst oluştan yaklaşık 15 yıl sonra, yeni bir 'paradigma kayması'nın finansal sistemi yeniden şekillendirdiğini vurguluyor. Şiddeti ve sıklığı artmakta olan hava olayları, biyolojik çeşitlilik kaybı ve su kıtlığındaki artışa yanıt olarak finansal sistem aktörleri, iklim değişikliği ve çevresel bozulma ile mücadelede üstlenmeleri gereken rolün farkına varmaya başlıyor. Bununla birlikte finansal sistemi yeşillendirmek için radikal bir çaba gösterilmesi gerektiğini söyleyen CDP, yeşil tahviller ve yeşil krediler gibi yeşil finansal araçlarının önemli olduğunu söylemekle birlikte, iklim değişikliği ve çevresel bozulmanın getirdiği zorlukların üstesinden gelmede ve gereken ölçekte değişimi sağlamada yeterli olmayacağını vurguluyor.
Sürdürülebilir bir finans sisteminin nasıl olması gerektiğine dair CDP’nin görüşlerini içeren bu raporda finans dünyası kadar etkili politika yapıcıların şu üç noktaya dikkate çekmesi talep ediliyor;
- Çevresel faktörleri yatırım kriterlerine ve kurumsal yönetişime entegre edin
- Çevresel kriterleri finansal istikrar konularının ayrılmaz bir parçası haline getirin
- Çevresel sürdürülebilirliği desteklemek için kamu maliyesini ve maliye politikalarını uyumlu hale getirin
CDP kuruluşuyla, çevresel raporlama ve risk yönetimini yeni bir iş normu haline getirerek sermaye piyasalarını dönüştürmek için yola çıktı. 2000'lerin başında statüko, çevresel sonuçları pek düşünmeyen, dizginsiz bir büyümeye yönelikti. Birçok şirket ve yatırımcı, iklim değişikliğini kârları ve operasyonları için önemli bir risk olarak görmedi. İş dünyasının çevreyi nasıl etkilediğine dair bilgi eksikliği, değişen iklim ve azalan kaynakların küresel ekonomi üzerindeki riskleri, bir raporlama mekanizmasına duyulan ihtiyacı ortaya koydu. Bunu ele almak için CDP, şirketler, şehirler, eyaletler ve bölgeler için en büyük küresel çevresel raporlama platformunu oluşturdu. CDP bu rapor ile birlikte, çevresel konuların etkisi üzerinde daha fazla şeffaflık için bir kaldıraç görevi görecek finansal sistemin bileşenleri olarak; bankaları, sigorta şirketlerini, kredi derecelendirme kuruluşlarını, mali düzenleyicileri, Merkez Bankaları, denetçileri ve borsayı gösteriyor.
COVİD-19 salgınının yarattığı ekonomik durgunluğun giderilmesine yönelik açıklanan toparlanma paketlerinde çevresel sürdürülebilirliğin doğrudan adres edilmesi gerektiğini özellikle vurgulayan rapor, ana bulgularında tüm piyasa bileşenlerine şu önerilerde bulunuyor;
- Politika yapıcılar ve finansal piyasa düzenleyicileri, sermaye piyasasındaki aktörlerin ve şirketlerin yaratmış olduğu çevresel etkileri zorunlu olarak açıklamalarına şart koşmalıdır
- Finansal piyasa düzenleyicileri uluslararası düzeyde uyumlu taksonomiler geliştirmelidir
- Kurumsal yönetim kodları ve yönetmelikleri, çevresel faktörleri hesaba katacak şekilde tasarlanmalıdır
- Denetim organları ve düzenleyiciler, denetimlerinde ve geleceğe yönelik düzenlemelerde çevresel kriterleri içermelidir
- Merkez bankalarının, finansal piyasa düzenleyicilerinin ve denetçilerin yetkileri, çevresel kriterleri açıkça kapsamalıdır
- Merkez bankaları çevresel faktörleri kendi portföy yönetimlerine entegre etmelidir
- Karbon Fiyatları Üst Düzey Komisyonu’nun tavsiyeleri doğrultusunda karbon fiyatı belirlenmelidir
- Devlete ait şirketler çevresel etkilerini açıklamalı ve iş modellerinin çevresel hususları dikkate aldığını göstermelidir
- Çevresel faktörler, devlet serveti/emeklilik fonları risk yönetimi süreçlerine entegre edilmelidir.
Raporun tamamına ulaşmak için lütfen tıklayın.