İki yıllık bir gecikmenin ardından, bu hafta hükümetler nihayet doğa için yeni bir küresel anlaşma üzerinde anlaşmaya varmak adına Birleşmiş Milletler Biyoçeşitlilik Konferansı - veya "COP15" için Kanada'nın Montreal şehrinde toplanacak. Yıkıcı bir çevre krizinin ortasında olduğumuzdan, bundan daha acil bir ihtiyacımız yok.

 

Doğa, insanlık tarihinde görülmemiş oranlarda eriyor. Değerlendirilen hayvan ve bitki gruplarındaki türlerin ortalama yaklaşık %25'i tehdit altında, bu da yaklaşık 1 milyon türün halihazırda yok olma tehlikesiyle karşı karşıya olduğunu gösteriyor. Karaların %75'i ve deniz ekosistemlerinin %66'sı zaten insanlar tarafından önemli ölçüde değiştirilmiş durumda.

 

Riskler yüksek ve COP15 tarihi bir an olabilir:  tıpkı Paris İklim Değişikliği Anlaşması'ndaki gibi, hükümetlerinin doğa için küresel bir anlaşma üzerinde uzlaşmaya varmaları için on yılda bir gelen bir fırsat olabilir. Paris Anlaşması'nın mimarları, sivil toplum, yerel liderler ve iş dünyası harekete geçme çağrısını yineliyor. Ancak müzakerelerde bu noktaya kadar olan ilerleme bile üzücü bir şekilde yavaş oldu.

 

Önümüzdeki iki hafta boyunca tüm gözler, 2050 yılına kadar "doğayla uyum içinde yaşama" hedefine ulaşmak için 2030 yılına kadar biyoçeşitlilik kaybını durdurmayı ve tersine çevirmeyi taahhüt etmesi gereken Küresel Biyoçeşitlilik Çerçevesi’ni (Global Biodiversity Framework, GBF)kabul etmesi beklenen196 ülkede olacak. Başarılı olursa, kara ve denizlerin %30'unu korumak, geniş alanları onarmak, çevreye zarara sebep olan maddi destekleri kaldırmak, kirlilikle mücadele etmek ve finansmanı mobilize etmek gibi ortak faydaları ortaya çıkarmak için dönüşümsel hedefler belirleme potansiyeli var.

 

GBF, şirketlerin ve finans kurumlarının doğayı korumasını, onarmasını ve sürdürülebilir bir şekilde yönetmesini gerektirecek iddialı politikalar içermelidir. Küresel ekonomi doğaya bağlıdır. Değer zincirindeki şirketler, işleyen ekosistemlere bağımlı olarak arazi kullanan şirketlerin doğrudan maruziyetinden finansal kurumların bu şirketlere yatırım yapması ve onları sigortalaması gibi dolaylı maruziyetine kadar doğa kaybının çeşitli riskleriyle karşı karşıyadır. İşletmeler, ekonomik faaliyetlerinin doğal çevre ve sistemlerine olan bağımlılıkları sebebiyle doğayla ilgili ciddi risklerle karşı karşıyadır.

 

Kritik olarak, COP15, küresel düzeyde ilk kez müzakere edilen zorunlu çevresel veri açıklamayı gündemine alacak. Global Biodiversity Framework 15. Hedefi, hükümetleri kurumsal çevresel etkiler ve bağımlılıklar hakkında değerlendirme ve açıklama yapmaya zorunlu kılacaktır. Bu yıllardır CDP'nin desteklediği bir olgu ve mutlak bir gereklilik.. Doğa, devlet dışı aktörlerin gündeminde yükselmiş olsa da, CDP aracılığıyla çevresel veri açıklaması yapan şirketlerin çoğu, daha geniş çevre konuları yerine hâlâ büyük ölçüde iklime öncelik veriyor.

 

Bu nedenle CDP, Business for Nature, Capitals Coalition ve yüzlerce işletme ile güçlerini birleştirerek hükümetlerden COP15'te bunu zorunlu hale getirmesini istedi. Sağlam bir Hedef 15'e acilen ihtiyaç var. İklim verilerinin açıklanması artık kabul edilen bir iş normu ve çoğu büyük ekonomide yakında zorunlu kılınacak. 

 

Bu desteği doğaya aktarmamız ise çok önemli.

 

2022'de, CDP aracılığıyla iklim değişikliğine ilişkin açıklamalar %42 arttı ve neredeyse on yılın en yüksek oranını bularak 18.600'ün üzerine çıktı. Kesin bir karşılaştırma yapmak gerekirse, çok net bir şekilde görülüyor ki doğa ile alakalı veri açıklama miktarı, Paris Anlaşması'nın hedefleri doğrultusunda doğa kaybını durdurmak, kaybı tersine çevirmek ve küresel ısınmayı sınırlamak için bu açıklamaların gereklilik önemine ve miktarına yetişemiyor. İklimin aksine, geçen yıla göre %20,5'lik bir artışla 1.000'in üzerinde şirket ormanlarla ilgili verileri açıkladı. 2022'de yaklaşık 4.000 şirket CDP aracılığıyla 2021’e kıyasla %16’lık bir artış gösterip su güvenliği verilerini açıkladı.

 

Doğaya odaklanma eksikliği, işletmeler, finansal kurumlar ve hükümetler için temel bir risk oluşturmaktadır. CDP'nin 2021 İklim Değişikliği Anketine verilen yanıtlar, veri açıklaması yapan 377 finansal kuruluşun %86'sının portföylerinin iklim risklerine maruz kalma durumunu değerlendirdiğini, ancak bu rakamın su güvenliği ile ilgili riskler için yaklaşık %67'ye ve ormansızlaşma ile ilgili riskler için ise yaklaşık %55'e düştüğünü ortaya koydu.

 

Bu, işletmeleri yalnızca doğa kaybıyla ilişkili ölçülemeyen risklere maruz bırakmakla kalmıyor, aynı zamanda bu riskleri ele almanın getirdiği yatırım fırsatlarından yararlanamadıkları anlamına da gelmekte. İşletmeler ertelemek yerine doğayı sahiplenmeli ve doğaya yatırım yapmalı; eylemsizlik, özellikle daha yüksek maliyetlerle birlikte gelir.

 

Doğa verilerinde saydamlığa öncelik verilmemesinin bir sonucu olarak, hükümetler değişiklikleri uygulamak, gelişimi izlemek ve politikaları iyileştirmek için gereken bilgilere sahip değiller. İşletmeler ve finansal kurumlar, yatırım yapmak ve iş modellerini değiştirmek için ihtiyaç duydukları politik kesinliğe sahip değiller.

 

Güçlü bir Hedef 15 de dahil olmak üzere iddialı bir Küresel Biyoçeşitlilik Çerçevesi (GBF), şirketlerin açık, kapsamlı politikalar ve rehberlik sağlayarak taahhütlerini yerine getirmelerini sağlamada kritik öneme sahip olacaktır.

 

2022'de CDP, ilk kez şirketlerden biyoçeşitlilik hakkında veri topladı. Olumlu olarak, bu veriler binlerce şirketin biyoçeşitlilik hakkında açıklama yapmaya hazır olduğunu ve bunun önemini kabul ettiğini gösteriyor, ancak şirketlerin yarısından fazlası (%55) bize biyolojik çeşitlilikle ilgili taahhütlerini eyleme geçirmek için harekete geçmediklerini belirtti. CDP aracılığıyla 20 yılı aşkın bir süredir elde edilen çevresel veriler, açıklamaların yalnızca çevresel eylemi yönlendirmekle kalmayıp aynı zamanda şirketler için somut faydalar da sağladığını göstermiştir. Açıklamalar zorunlu hale getirildiğinde, eylemi daha da hızlandırmaya ve rekabet gücünü artırmaya hizmet edecektir.

 

Önümüzdeki iki hafta boyunca CDP, COP15'teki müzakereleri yakından izleyecek. Yeni Küresel Biyoçeşitlilik Çerçevesi’nin uygulanmasını hızlandırmak ve hedefe yönelik ilerlemeyi izlemek için 2022'de yaklaşık 20.000 kuruluşun açıkladığı küresel çevresel verilerden yararlanmaya hazırız. Bu da, küresel ekonomi genelinde biyoçeşitliliği ve doğa kaybını korumak ve eski haline getirmek için harekete geçirecek.

About the Author