CDP'nin politika yapıcılara kurumsal iklim eylemini teşvik edebilmeleri için tavsiyelerini içeren yeni Politika Özeti yayımlandı.

Zamanımız azalıyor: İklim hareketi için belirleyici olacak 10 yıl çoktan başladı. COP26'nın pandemi sebebiyle Kasım 2021'e ertelenmesi eylemsizlik için bir mazeret olmamalı- tersine - hükümetler mümkün olan en kısa sürede harekete geçmelidir. Bu nedenle CDP olarak, net sıfır karbona geçişin kararlı bir şekilde devam etmesini sağlamak için hükümetlere üç tavsiye sunuyoruz. Hükümetlerin ve devlet dışı aktörlerin birlikte daha hızlı ve kararlı hareket etmesine çok ihtiyacımız var.

Politika yapıcılar için öneriler:

1- Ulusal Katkı Beyanlarınızı ve uzun vadeli stratejilerinizi küresel ısınmayı 1,5 derece ile sınırlayabilecek şekilde güçlendirin.

Neden hükümetlerden acil bir şekilde iklim planlarını güncellemelerini talep ediyoruz?

 2020, küresel ısınmayı 1,5 ° C ile sınırlandırma hedefini artırmak için kritik bir yıl. UNEP Emisyon Açığı 2019 raporu, küresel sera gazı emisyonları 2030'a kadar her yıl %7,6 azalmazsa, dünyanın Paris Anlaşması'nın 1,5 ° C sıcaklık hedefini tutturamayacağı konusunda uyarıda bulunuyor. 2030'a kadar küresel ısınmayı 1,5 ° C ile sınırlayabilmek için emisyonların 2018'e göre %55 daha düşük olması gerekiyor. Daha fazla zamanın kaybetmemek için hükümetlerin acilen harekete geçmesi çok önemli. Paris Anlaşması, Ulusal Katkı Beyanları'nın (NDC'ler) her 5 yılda bir güçlendirilmesi gerektiğini belirtiyor. COP26'nın Kasım 2021'e ertelenmesi sebebiyle, UNFCCC şu anda ülkeleri NDC'lerini COP26'dan 9-12 ay önce sunmaya çağırıyor.

Bilime Dayalı Hedefler Girişimi (SBTi) ve "Net Sıfır 2050" hedefleri nasıl örtüşüyor?

Bilime Dayalı Hedefler'in aksine şu an kurumsal "net sıfır" hedeflerinin genelgeçer bir standardı yoktur ki bu da, yüksek miktarda emisyon salan pek çok şirketin iş modellerinde herhangi bir değişiklik yapmamalarına rağmen 2050 yılında "net sıfır" hedefine ulaşacaklarını taahhüt etmelerine neden olmaktadır.

CDP, WRI, WWF ve BM Küresel İlkeler Sözleşmesi tarafından yönetilen Bilime Dayalı Hedefler Girişimi (SBTi) - We Mean Business koalisyonu ile birlikte şirketleri 'Business Ambition for 1.5' bildirgesini imzalamaya teşvik ederek artık 'bilime dayalı net sıfır hedefler' üzerinde de çalışıyor. Bu taahhüt, birçok şirketin hem 2050'den önce "net sıfır" hedefine ulaşmasını sağlamayı hem de bu şirketlerin 1.5 derece için kısa ya da orta vadede Bilime Dayalı hedefler belirlemelerine olanak tanımayı amaçlıyor.

2-  "Net Sıfır"a geçerken iklim risklerinin ekonomi genelinde şeffaf bir şekilde yönetilmesini sağlayın.

Çevre raporlaması neden zorunlu olmalı?

TCFD'nin önerdiği, uluslararası camiada kabul görmüş ve CDP soru setlerine de entegre edilmiş 11 tematik başlıkta raporlama yapılmasını zorunlu kılmak çevre raporlamalarının daha karşılaştırılabilir olmasını, yatırımcıların sağlıklı kararlar alabilmelerini, şirketlerim çevre risklerini ölçüp yönetebilmeleri sağlar.

Hangi şirketler TCFD uyumlu çevre raporlamasını zorunlu kıldı?

  • Kasım 2020'de Birleşik Krallık, TCFD ile uyumlu çevre raporlamasını zorunlu kılma niyetini ortaya koyan ve bu geçişi 2025'e kadar tamamlamayı garanti eden ilk G20 ülkesi oldu. 
  • Mayıs 2020'de, Kanada hükümeti TCFD uyumlu çevre raporlamasını büyük şirketlerin COVID-19 acil durum kredilerine erişmesi için bir gereklilik haline getirdi.
  • Eylül 2020'de Yeni Zelanda, büyük bankalar ve sigorta şirketleri için zorunlu TCFD raporlamasını uygulayan ilk ülke olacağını duyurdu.

​3- Doğa Temelli Çözümler'i mevzuata entegre edin ve tedarik zincirlerinde ormansızlaşmaya sebep olan faktörlerin azaltılmasını sağlayın.

Doğa Temelli Çözümler (NbS) ve iklim değişikliği arasındaki bağlantı nedir?

Doğru yönetilirse dünyanın ekosistemleri iklim değişikliğine karşı etkili Doğa Temelli Çözümler sağlayabilir. Doğa Temelli Çözümler iklim değişikliğini hafifletmek ve ekosistemlerin sürdürülebilirliğini sağlamak için çok çeşitli ekosistem tabanlı seçenekleri tanımlamak için kullanılan genel bir terimdir. 

İklim değişikliği, gıda ve su güvenliği veya doğal afetler gibi konuları etkili bir şekilde ele alırken aynı zamanda biyolojik çeşitliliği sağlayan ekosistemleri korumak, sürdürülebilir bir şekilde yönetmek ve eski haline getirmek amacıyla yapılan faaliyetler olarak anlaşılabilirler.

Politika yapıcılar Doğa Temelli Çözümler'i mevzuata ve regülasyonlara entegre etmeli, şirketlerden bu konularda üzerlerine düşen görevi yapmalarını talep etmeli ve böylece ormanların ve diğer yüksek biyolojik çeşitliliğe sahip alanların tarım arazisine dönüştürülmesini önlemelidir.

Politika özetine buradan ulaşabilirsiniz.
 
CDP Global tarafından yayımlanan başka bir yazıda hükümetlerin 2021 yılında iklim kriziyle nasıl mücadele etmesi gerektiğine değinildi.
 

Aralık 2020’de Paris Anlaşması’nın 5. yıldönümü; Birleşik Krallık, Fransa ve Birleşmiş Milletler ev sahipliğinde ve İtalya ile Şili ortaklığında gerçekleştirilen bir online İklim Zirvesi ile kutlandı. Hükümetler, iş dünyası ve sivil toplum burada bir araya geldi. Zirvede 75 farklı liderden, 45 tane Ulusal Katkı Beyanı (NDC) ve 24 tane net sıfır karbon hedefi planı duyduk. Birleşik Krallık, 2030 yılına kadar emisyonlarını %68 artırmayı taahhüt ederek, fosil yakıt ihracat finansmanına son vereceğini açıkladı. Diğer önemli kararlar arasında Danimarka’nın Kuzey Denizi’ndeki tüm yeni petrol ve gaz arama ve üretimine son verme ve Pakistan’ın 2030 yılına kadar ülkenin enerji ihtiyacının %60’ını yenilenebilir kaynaklardan temin etme taahhüdü yer alıyor.

Arjantin’in net zero taahhüdüyle birlikte G20 ülkelerinin yarısı 2050 yılından itibaren net sıfır hedefine ulaşma taahhüdünde bulunmuş oldu. Fakat önemli olan, uzun vadeli planların kısa vadeli aksiyonlar ile desteklenmesi. Yalnızca 70 ülke UNFCCC tarafından belirlenen son teslim tarihine uyarak Aralık ayında 2030 yılı itibarıyla emisyon azaltımı sağlamak için oluşturdukları planlarını sundu. Önemli kirleticilerden Avustralya, Rusya ve Meksika'nın tümü mevcut planları yeniden sunarken, Brezilya zaten yetersiz olan hedefini daha da zayıflattı. Çin zirvede yeni bir Ulusal Katkı Beyanı sözü verdi, ancak Kanada, Hindistan ve Endonezya gibi diğer büyük ekonomilerle birlikte herhangi bir plan sunmayan 100'den fazla ülke arasında yer aldı.

Önde gelen şirketler ve yatırımcılar iddialı iklim eyleminin uygulanabilir olduğunu kanıtladıkça, hükümetler ekonomide iklim eylemlerini yaygınlaştırmak için mekanizmalar oluşturmalı ve sağlam hükümet politikaları ile özel sektör birlikteliğinin birbirini nasıl desteklediğini göstermeli.

Hükümetlerin atması gereken adımlar:

1- İlk adım olarak, tüm hükümetler güncellenmiş Ulusal Katkı Beyanları’nı 2021 yılında mümkün olan en acil şekilde sunmalı. Ulusal Katkı Beyanları’nı sunan fakat zamanla artan bir bağlılık ve kararlılık gösteremeyen hükümetler planlarını mutlaka gözden geçirmeli.

2- İddialı emisyon azaltımlarının yanı sıra, ülkelerin Doğa Tabanlı Çözümleri NDC'lerine dahil etmeleri gerekir. Doğayı merkeze almak, yalnızca NDC hedefini geliştirmek için uygun maliyetli bir yöntem değil; aynı zamanda biyoçeşitliliği korumanın, iklim krizine ve afetlere dayanıklılığı artırmanın, geçim kaynaklarını çeşitlendirmenin anahtarıdır.

3- Son olarak; iddialı planların, onları gerçekleştirmek için eşit derecede iddialı politikalarla takip edilmesi gerekir. İklimle Bağlantılı Finansal Beyan Görev Gücü (TCFD) tarafından sağlanan tavsiyeler doğrultusunda şirketler için çevresel raporlamaların zorunlu kılınması, tüm hükümetler için atılacak en kritik adımlardandır.

About the Author