• Bu yıl CDP aracılığıyla, küresel piyasa değerinin %64'ünden fazlasına sahip 13.000'den fazla şirket iklim değişikliği, su güvenliği ve ormansızlaşma verilerini açıkladı. Bu, 2020 yılına göre %37'lik bir artış anlamına geliyor.
  • Ayrıca, 1100'den fazla şehir, eyalet ve bölge iklim değişikliği, su güvenliği ve ormansızlaşma verileri açıkladı. Bu da 2020 yılına göre %20'lik bir artış anlamına geliyor.
  • Toplam raporlama sayısı geçen yıla göre %35, Paris Anlaşması'nın imzalandığı 2015 yılından bu yana ise %141'in üzerinde arttı.

Raporlamalardaki artış, 110 trilyon doların üzerinde varlığa sahip 590 yatırımcı ve 4 trilyon doların üzerinde alım gücü olan, aralarında Airbus, Sainsburys ve Nike'ın da olduğu, 200'den fazla satın alma kuruluşunun çevresel veri açıklama talebine bir yanıt. Ayrıca bu artış CDP'nin kullandığı pazar kaldıraçlarının başarısını gösteriyor.

CDP aracılığıyla raporlama yapan şehirlerin %93'ü insanları ve altyapıları riske atan iklim riskleriyle karşı karşıya. Şehir, eyalet ve bölgelerin raporlamalarındaki artış, iklim değişikliğe karşı bilinçlenmenin bir göstergesi. Paris Anlaşması'nın imzalanmasından sonra raporlama yapan şehirlerin sayısı üç kattan fazla arttı. CDP, COP26 öncesinde daha fazla hükümetin çevresel raporlamayı zorunlu hale getirme ya da mevcut düzenlemeleri genişletme hedeflerini açıklayacağını tahmin ediyor.

CDP önümüzdeki 5 yıl içinde şirketler, şehirler ve hükümetlerin şeffaflıklarını ve hesap verebilirliklerini artırabilmek için sistemlerini ve süreçlerini daha da geliştirecek. Dünyanın en büyük çevresel veri tabanına sahip olan CDP, veri tabanını en yüksek çevresel etkiye sahip şirketlerin %90'ını kapsayacak şekilde genişletecek ve yatırımcılar, şirketler, şehirler ve hükümetlerin acilen eyleme geçmelerine yardımcı olmak için metodolojilerini farklı çevre sorunları için de kullanacak. CDP, okyanuslar, arazi kullanımı, biyolojik çeşitlilik, gıda üretimi ve atığın da dahil olduğu "gezegensel sınırları" da kapsayacak.

About the Author