Submitted by firuze.alpaydin on October 13, 2020
Kar amacı gütmeyen ve dünyanın en büyük çevre raporlama platformu olarak kabul edilen uluslararası kuruluş CDP ile University College London (UCL) tarafından 5 Ekim 2020’de yayımlanan türünün ilk örneği olan raporda, “mevcut durum” (business as usual) senaryosunun devam ettiği koşullarda iklim değişikliği üzerindeki ortalama hasar maliyetlerinin 2070'e kadar yılda 5,4 trilyon ABD doları ve 2200'e kadar yılda 31 trilyon ABD dolarına kadar çıkacağı belirlendi. Raporda bu hasarların finanse edilmesinin, GSYİH büyüme oranında 2050'ye kadar %10, 2100'ye kadar ise %25'lik bir azalmaya yol açacağı belirtiliyor.
Her ne kadar uzun vadeli GSYİH büyümesi üzerinde iklim değişikliğinin yüksek bir etkiye sahip olabileceği fikri gittikçe kabul görse de, önemli bir ekonomik sağlık ve refah ölçüsü olan iklimle ilgili riskleri ana akım makro ekonomik göstergelere yerleştirme girişimleri sınırlı kalıyor. Bu durum kısmen iklim değişikliğinin GSYİH üzerindeki etkisinin tespit edilmesinin zor olmasından kaynaklanıyor. Çünkü bölgesel kazananlar ve kaybedenler ve modelleme yaklaşımında büyük belirsizlikler var.
Raporda, iki ana uzun vadeli senaryo, Paris Anlaşması hedefleriyle uyumlu endüstri öncesi sıcaklık seviyelerinin 2°C üstünde kalındığı senaryo ve mevcut durumdan yola çıkılan bu yüzyılın sonunda 4,4°C'lik bir sıcaklık artışına işaret eden bir "Referans Senaryo”, üzerindeki iklim değişikliği etkilerini tespit etmek için üç kapsamlı modelleme yöntemi kullanılırken iklime dayalı ekonomik ve ekonomik olmayan hasar maliyetlerini belirlemede geniş kapsamlı bir çerçeve sunuluyor.
CDP Yatırımcı Araştırması Başkanı Carole Ferguson raporla ilgili şu yorumları yaptı: “İklim değişikliğinin GSYİH üzerindeki etkisi bölgeler arasında önemli ölçüde farklılık gösteriyor ve en çok Hindistan gibi gelişmekte olan ekonomiler zarar görüyor. Hasar maliyetlerinin potansiyel ölçeği ve küresel sistemdeki bozulmanın sonuçları düşünüldüğünde, ekonomik aktörler doğru düzenleyici politikaların uygulamaya konmasını bekleyemezler. Politika yapıcılar, şirketler ve etkilenecek olan finansal sistem, bu yüksek hasar maliyetlerinden kaçınmak için hafifletme ve adaptasyona yatırım yapma konusunda proaktif olmalıdır.".
UCL Enerji Enstitüsü'nden Doçent Dr. Gabrial Anandarajah, “İklim değişikliğinin GSYİH üzerindeki etkilerini değerlendirirken, UCL Enerji Enstitüsü ve UCL Sürdürülebilir Kaynaklar Enstitüsü’nde geliştirilen üç farklı modeli kullanarak tek bir modelin sınırlamalarını aşmaya çalıştık. İklim değişikliğinin çeşitli ekonomik sektörler üzerindeki ekonomik ve ekonomik olmayan maliyetlerini tahmin etmek için üç çok-bölgeli küresel model kullanılmıştır.”.
*İklim değişikliği çok çeşitli sosyal, ekonomik ve çevresel sistemleri etkileyeceğinden, bu etkilerin ekonomik olmayan kayıplara ve ekonomik kayıplara ayrılması yaygın hale gelmiştir. Ekonomik kayıplar, piyasalarda yaygın olarak işlem gören kaynak, mal ve hizmet kaybı olarak anlaşılabilir. Oysa ekonomik olmayan kalemler, yaşam, sağlık, insan hareketliliği, bölge, kültürel miras, biyolojik çeşitlilik ve ekosistem hizmetleri gibi pazarlarda yaygın olarak alınıp satılmayan kalemlerdir. Bu rapor bu tür kayıpların her ikisine de atıfta bulunmaktadır.
Haberin tamamı için buraya tıklayınız.
Raporun tamamına buradan ulaşabilirsiniz.