Submitted by hazal.bastimur on November 1, 2021
Ulusal Olarak Belirlenmiş Katkılar (Nationally Determined Contributions; NDC’s) ulusal emisyonları azaltma ve iklim değişikliği etkilerine uyum sağlama için hedefler, politikalar ve önlemler içerir ve bu eylemler için finansman, teknoloji ve kapasite geliştirme ihtiyaçları hakkında bilgi verir. Ülkeler, 2020 itibaren her beş yılda bir yeni veya güncellenmiş NDC'lerini iletecekler. BM İklim Değişikliği, 17 Eylül 2021'de Ulusal Olarak Belirlenmiş Katkı Sentez Raporunun tam sürümünü yayınladı. Rapor, Paris Anlaşması'nın 191 tarafının en son ulusal olarak belirlenmiş katkılarını sentezliyor.
CDP Baş Etki Sorumlusu Nicolette Bartlett, en son yayınlanan UNFCCC NDC Sentez Raporu'na ilişkin görüşlerini açıkladı.
“Ulusal Olarak Belirlenmiş Katkı Sentez Raporu dünyanın küresel ısınmayı 1.5°C'de sınırlama hedefine ne ölçüde uzak olduğunu gösteriyor. 39 yeni ya da güncellenmiş NCD'yi içeren bu rapor, yaygınlaşan endişeyi doğrular nitelikte: 2030 yılına kadar emisyonlarda (2010 yılına göre) artış devam edecek. Raporun bulguları COP26'daki müzakerelerin sonuçlarına ağırlık vermekte.
Dünyanın birçok büyük ekonomisinin emisyonlarını azaltma ve küresel ısınmayı 1,5°C ile sınırlama adına yeterince çaba göstermediğini biliyoruz. Bu hırs ve eylem eksikliğinin etkileri, daha az kaynakla iklim değişikliğinin sonuçlarına uyum sağlayan düşük gelirli ülkeler tarafından orantısız bir şekilde hissediliyor.
Birincisi, gelişmiş ülkelerin sözlerini tutması gerekiyor. Gelişmiş ülkelerin gelişmekte olan ülkelere verdiği yılda 100 milyar dolar taahhütü hala yerine getirilmedi. İkincisi, 1,5°C hedefi için sağlam yol haritalarına ve politikalara ihtiyacımız var. Mevcut eylem düzeyi yetersiz kalıyor.
Kısa vadeli eylemin (önümüzdeki beş yıl içinde) 2050 yılına kadar net sıfıra ulaşılıp ulaşılamayacağını belirlemesi olası. Bu yüzden, COP26, hükümetler, şehirler, eyaletler ve bölgeler için hedeflerini ve faaliyetlerini yeniden belirlemeleri için son şans olarak görülmeli.
Kurumsal net sıfır taahhütleri tüm dünyada hızla artarken, bu taahhütlerin bilime dayalı olması ve şirketlerin bunları gerçekleştirmek için geçiş planları belirlemesi çok önemli. Bu planlar, şirketlerin önümüzdeki beş yılını hesaba katmalı, niceliksel ve akredite bilime dayalı hedefler içermeli, şirketlerin 1.5°C iklim hedefine uyumlu iş modellerine nasıl geçeceğini, sermaye dağılımlarının bununla nasıl uyumlu olacağını ana hatlarıyla belirlemeli. Bu yıl neredeyse ikiye katlanarak, 983 şirket Bilime Dayalı Hedefler girişimi (SBTi) aracılığıyla bilime dayalı hedefler belirledi.
Emisyonları azaltmak bizi sadece bir yere kadar götürecek, bu yüzden COP26 müzakerelerinin merkezinde doğa olmalı. 2050 yılına kadar küresel net sıfır hedefine doğa için küresel bir "net pozitiflik hedefi"nin eşlik etmesi gerekiyor. Bu, 2030 yılına kadar doğa kaybını ortadan kaldıran ve bizi 2050 yılına kadar "doğa pozitif" bir ekonomik sisteme taşıyan tedbirleri gerektiriyor."
Raporun tamamına ulaşmak için buraya tıklayınız.